The Amazing Spider-Man (İzledim)

2002 yılında usta yönetmen Sam Raimi tarafından sinemaya uyarlanan Marvel Comics‘in en beğendiğim çizgi romanlarından biri olan Spider-Man geçtiğimiz hafta tekrar sinemalarda gösterime girdi. Bu kez yönetmen koltuğundaki isim Marc Webb. İlk uzun metrajlı filmi olan 2009 yılı yapımı (500) Days of Summer‘dan sonra böyle büyük bütçeli bir yapıma girişmesi taktire şayan doğrusu.

Şimdi gelelim filme:  “Daha önce anlatılmayan bir hikaye anlatacağız” dedikleri The Amazing Spider-Man bu söylemle herkeste büyük bir beklenti oluşturdu. Çünkü önceki 3 filmde Spider-Man bize isteneni sunmuştu. Bu nedenle yeni filmin izleyicide iyi bir izlenim oluşturması için ilk 3 filmden farklı şeyler sunması gerekirdi. Bu yeni serinin 3B olması, Marvel Comics’ten bağımsız bir hikayeye sahip olması bu farklılıkların en başında yer alıyor ve bu da şimdilik yeterli gözüküyor ama öyle mi gerçekten?

Yapımcıların farklı olarak sundukları hikaye, 90’lı yıllarda izlediğim Spider-Man’in çizgi filmdeki hikayesi ile aynı. İlk filmde örümcek adamın fırlattığı ağ vücudundan çıkan bir organik yapıyken bu filmde daha önce de çizgi filminde izlediğim gibi kolundaki bilekliklerden çıkan yapay bir ağ. Hatta zaman zaman bilekliklerinde ağ kalmadığı durumlar olurdu film daha da heyecanlı olurdu. Kötü karakter olan Lizard yine o çizgi filmlerinde de konusu geçerdi. Bkz.: 12

(daha&helliip;)