BİM’de eski sevgiliyi görmek.
Gelen bir e-posta sonucu edindiğim kime ait olduğunu bilmediğim bir yazı.
Son patitoyu da attım ağzıma ve BİM’e doğru yola çıktım. Zaten iki adım ötesi BİM. Annemin terliklerini giyip çıkayım dedim, kim iki saat şimdi bağcık bağlayacak. Ama olgun bir erkek insanda eğreti duran şeylerin başında anne terliği geliyormuş canlar, ben bunu anladım. BİM her zamanki gibi sakindi. Klima çalışıyor ama soğutmuyordu. Nasıl bir klima bu diyerek incelemeye başladım. Ama görevli beni balici sandı, Çünkü ayaklarımda da acayip terlikler altımda çamaşır suyu sıçrayıp da rengi atmış bir pijamayla pek de güzel bir gaspçı havası veriyordum. “Abi bu klima üflemiyor galiba” dedim. Ama cevap vermedi, işine döndü. Ben de doğruca patitoların olduğu yere gittim. Aman Allahım bu ne güzellik. Bir sürü patito yan yana. Gel de alma. Hemen iki paket aldım. Zaten sudan ucuz. bir de le porta almak lazımdı. Gittim onu da aldım. Tam arkamı dönüp gidecekken tanıdık bir ses duydum. Pek bir tanıdık. Sanki bir zamanlar kulağıma “aşkım” diye yankılanan bir ses şimdi “süt de alalım. dost süt olsun” diyordu. Bir zamanlar kulağıma “seni seviyorum” diye yankılanan bir ses şimdi “yok muratbey kaşar alalım o daha ucuz” diyordu. Yavaşça arkamı döndüm. Patitolar ve le porta elimden yere düştü. Evet, eski sevgilimdi bu. Bir zamanlar sevdiğim kadındı. Bir zamanlar el ele tutuşarak mal gibi gezdiğimiz kadın.