İki Şey

İki şey ‘Kalitesiz İnsan’ın özelliğidir:

  1. Şikayetçilik
  2. Dedikodu

İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer:

  1. Bakış açısını değiştirmek
  2. Karşındakinin yerine kendini koyabilmek

İki şey yanlış yapmanı engeller:

  1. Şahıs ve olayları akıl ve kalp süzgeçinden geçirmek
  2. Hak yememek

İki şey kişiyi gözden düşürür:

  1. Demagoji (Laf kalabalığı)
  2. Kendini ağıra satmak (övmek,vazgeçilmez göstermek)

İki şey insanı ‘Nitelikli İnsan’ yapar:

  1. İradeye hakim Olmak
  2. Uyumlu Olmak

İki şey ‘Ekstra Değer’ katar:

  1. Hitabet ve diksiyon eğitimi almak
  2. Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek

(daha&helliip;)

BİM’de eski sevgiliyi görmek.

Gelen bir e-posta sonucu edindiğim kime ait olduğunu bilmediğim bir yazı.

Son patitoyu da attım ağzıma ve BİM’e doğru yola çıktım. Zaten iki adım  ötesi BİM. Annemin  terliklerini giyip çıkayım  dedim, kim iki saat şimdi bağcık bağlayacak.  Ama olgun bir erkek insanda eğreti duran şeylerin başında anne terliği  geliyormuş canlar, ben bunu anladım. BİM her zamanki gibi sakindi. Klima  çalışıyor ama soğutmuyordu. Nasıl bir klima  bu diyerek incelemeye  başladım. Ama görevli beni balici sandı, Çünkü ayaklarımda da acayip  terlikler altımda çamaşır suyu sıçrayıp da rengi atmış bir pijamayla pek de  güzel bir gaspçı havası veriyordum. “Abi bu klima üflemiyor galiba”  dedim. Ama cevap vermedi, işine döndü. Ben de doğruca patitoların olduğu yere  gittim. Aman Allahım bu ne güzellik. Bir sürü patito yan yana. Gel de alma.  Hemen iki paket aldım. Zaten sudan ucuz. bir de le porta almak lazımdı.  Gittim onu da aldım. Tam arkamı dönüp gidecekken tanıdık bir ses duydum.  Pek bir tanıdık. Sanki bir zamanlar kulağıma “aşkım” diye yankılanan bir ses  şimdi “süt de alalım. dost süt olsun” diyordu. Bir zamanlar kulağıma “seni seviyorum” diye yankılanan bir ses şimdi “yok muratbey kaşar alalım o daha  ucuz” diyordu. Yavaşça arkamı döndüm. Patitolar ve le porta elimden yere  düştü. Evet, eski sevgilimdi bu. Bir zamanlar sevdiğim kadındı. Bir  zamanlar el ele tutuşarak mal gibi gezdiğimiz kadın.

(daha&helliip;)

Bir aşk hikayesi..

Sevgililer gününe özel güzel bir aşk hikayesini sizinle paylaşmak istedim. Herkese bol sağlıklı günler.

Buz gibi bir günde hızlı hızlı yürürken, birden ayağımın ucunda bir cüzdan gördüm.. Hemen aldım. Sahibini gösteren bir kimlik vardır diye acele acele açtım.. Üç dolar çıktı.. Bir de buruşmuş, sararmış, eskimiş mektup.. Belli ki yıllardır, o cüzdanın içinde duruyordu.
Zarf öylesine harap olmuştu ki.. Sadece tepedeki “İade” adresi okunabiliyordu.

Mektuba bir göz attım. Bir ipucu bulma ümidi ile..
Birden tarihi gördüm..
1924.. Mektup nerdeyse 60 yıl önce yazılmış.
El yazısı belli, bir kadına ait.. Sol köşeye bir çiçek resmi çizilmiş.

“Sevgili Michael” diye başlıyor mektup.. ve “Annesi yasakladığı için onu bir daha göremeyeceğini” anlatarak devam ediyor..
“Ama sakın unutma, seni daima seveceğim” diye bitiyor..
İmza.. Hannah!..

İçimden bir ses “Bul” dedi bana.. “Mektubun sahibini bul..”
(daha&helliip;)