Tek Kişilik Komedi: “Basit Bir Ev Kazası”

Daha önceleri televizyon ve sinemadaki başarılı oyunculuğuyla tanıdığım Günay Karacaoğlu’nun, dün akşam Kozyatağı Kültür Merkezindeki tek kişilik komedi oyunu “Basit Bir Ev Kazası”nı izledim. Uzun zamandır böylesine güzel bir oyun izlememiştim, böylesine çok eğlenmemiştim. İki saat süren durmak bilmeyen performansıyla, Günay Karacaoğlu  almış olduğu komedi dalında en iyi kadın oyuncu ödülünü fazlasıyla haketmiş doğrusu.

Oyunu bu denli güzel yapan Günay Karacaoğlu’nun şahane oyunculuğu kadar senaryosu da son derece güzel ve akıcı yazılmış. 15 yıllık evli bir kadının kocası ve hayallerinin kara mizah öğeleriyle anlatıldığı oyun, bir kadın gözüyle en yalın haliyle sunulmuş. Günay Karacaoğlu’nun da eşsiz monoloğuyla birlikte anlatılanlar adeta sahnede canlanmaya başlıyor. Bu yüzden oyun tek kişilik olmaktan çıkıyor. Böylesine ufak tefek bir kadının nasıl sahnede devleştiğini görmek istiyorsanız hazır oyun devam ediyorkan mutlaka izleyin derim.

Oyunun basın bülteninden:

“Basit Bir Ev Kazası” oyununda Günay Karacaoğlu’nun canlandırdığı “Songül” karakteri her kadının günlük yaşamında zaman zaman aklından geçenlere, düşlerine, isteklerine dair dile getiremediklerini cesurca dile getiriyor. Kadınların, aşka, evliliğe, aile kavramına ve genel olarak hayata bakışına bir ayna tutuyor. Bunu yaparken kimi zaman güldürüyor, kimi zaman hüzünlendiriyor.

En son “Bana Mastikayı Çalsana” oyunuyla tiyatro sahnesinde izlediğimiz Günay Karacaoğlu, “Basit Bir Ev Kazası” oyununda kara mizah öğelerini kullanarak eğlenceli bir dille kadınların dünyasına hem kadınlara hem de erkeklere anlatıyor.

Eğer kocanız 15 yıldır kapıdan hep aynı şekilde giriyor, hep aynı yere çantasını bırakıp klozetin kapağını 15 yıldır açık bırakıp fermuarını koridorda çekiyorsa, hele birde evliliğinizi “Eh! Artık zamanıdır…“ diyerek yapmışsanız emin olun siz de ziyan ve zebil ( ! ) olmuş kadınlar kulubüne üyesiniz.

Aslında Songül, hepimiz kadar cesur aynı zamanda hepimiz kadar ürkek. O en az bizim kadar gerçekçiyken, Merzifon saat kulesinin dibinde romantik bir buluşma hayal edecek kadar da ayakları yerden kesik.

Doğal olarak aşksız bir hayatı yaşanmış saymayan Songül, savrulduğu Brezilya dizilerinden, bizi yazmaya çalıştığı romanın kıyılarında dolaştırıp, kara mizah bir kahkaha tufanına götürüyor. Onun kendini aşma serüveni aslında yaşadığımız toplumun kendini aşma serüveninden de çok farklı değil.

Bu nedenle Songül hayatına bizim için komik bir pencere açarken, aşk romanında “Genç ve güzel kadın kırılan gururunu ve onurunu bir kenara bırakıp İspanya’dan Merzifon’a uzanan çileli dans hayatını düşündü.” Hayal ettiklerini hatırladı ve kendi kendine dedi ki. “Artık ben iyi ve muhteşem sevgililer hayal etmeyeceğim. Çünkü bu hayaller sonra hayalete dönüşüyor“ demeyi de ihmal etmiyor.

Kadro:
Yazan-Yöneten: Murat İpek
Oynayan: Günay Karacaoğlu
Dekor ve Kostüm Tasarım: Barış Dinçel
Müzik: Çiğdem Erken
Yapım: Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu

Biletler: Biletix

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top