Bilim ve teknoloji konulu yazılar .

“Augmented Reality” veya bizim deyişimizle “Artırılmış Gerçeklik” önümüzdeki dönemde eğitimden eğlenceye kadar birçok alana damgasını vurmaya hazırlanan ilginç bir kavram. bu kavram, günlük hayatta karşınıza çıkan bazı cisimlerin üzerinde yer alan kodların bilgisayar kamerasıyla karşı karşıya geldiğinde çok daha fazla şey anlatması prensibine dayanıyor. En yaygın kullanım şekli şöyle: Üzerinde özel şekiller bulunan bir kağıdı bilgisayarınızın web kamerasının önüne tutuyorsunuz, bilgisayarınızdaki yazılım gördüğü şekli tanıyor ve üzerine bilgisayar ekranının da görüp inceleyebileceğiniz bir görüntü yerleştiriyor. Örneğin ortasında kocaman bir siyah artı işareti olan çocuk parkı görüntüsünü kameraya tutuyorsunuz, şeklin üzerinde bir çocuk çıkıp parktaki oyuncaklarda oynamayabaşlıyor. Veya bir otomobil reklamına tutuyorsunuz, otomobilin gerçeğe uygun bir modeli ekranda belirip size kendi özelliklerinden bahsediyor.
İşte İngiliz perakende zinciri Tesco, geçtiğimiz ay 40 üründen oluşan bir kataloğu artırılmış gerçeklik yoluyla tüketicilere sunmaya başladı. Sistem, mağazanın basılı katalogları üzerinden veya web sitesinde yer alan yazıcıdan çıktısını alabileceğiniz bir görsel kodla işler hale geliyor. Üzerinde kodu taşıyan kataloğu veya yazıcı çıktısını alıyorsunuz. Tesco’nun web sitesindeki sayfayı ziyaret ediyorsunuz. web tarayıcınıza özel bir eklenti yüklüyorsunuz ve kağıdı kameraya gösterdiğinizde seçtiğiniz ürün canlanıp karşınıza dikiliyor. Üstelik kağıdı çevirdikçe ürünü dileğinizi açıdan görmeniz mümkün.

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Ay‘da donmuş halde önemli miktarda su bulunduğunu açıkladı. En az Ay’a yapılan ilk seyahat kadar önemli olan bu buluş sayesinde insanoğlu dünya dışında yaşama alanı oluşturabileceği bir yer yapabilme olasılığını arttırmış oldu.
Çevre kirliliği, yok olan ozon tabakası, küresel ısınma derken yakın bir zamanda dünyamız insanlar için yaşanamaz bir hale gelecek. Ünlük fizikçi Stephen Hawking‘in bir sözü var: “İnsan başka gezegenler keşfetmezse dünyayla birlikte 800 yıl içinde yok olacak. bilim ilerlemeli yeni bir gezegen bulunmalı.” diyor. Yapılan gözlemlerle ay yüzeyinde nihayet önemli bir miktarda su bulundu. Haberin önemini Google açılış sayfasını değiştirerek hemen ortaya koydu. Bundan sonra ne olur dersiniz? Bana kalırsa ABD ay yüzeyinde kuracağı üs sayesinde uzayla ilgili bütün araştırmalarını oradan yürütecek. Zamanla uçuş teknolojisinin gelişmesiyle Ay’a ulaşım çok daha kolay ve hızlı olacak. Bu sayede sadece araştırmacılar, bilim adamları gitmekle kalmayacak, turistik amaçlı geziler de düzenlenebilecek.
2002 yapımı bilimkurgu filmi Azınlık Raporu‘nun (Minority Report) kahramanı metroya doğru yürürken reklam panoları ona adıyla sesleniyor ve ona uygun ürünlerin reklamlarını sıralıyorlardı. Kişiye özel reklam panoları sinema perdesinden günlük yaşamımıza geçiyor. Japonya’nın başkenti Tokya’da bir tren istasyonuna “akıllı” bir reklam panosu deneniyor.
Japonya’nın en büyük iletişim şirketi olan NTT Communications’ın ürettiği reklam panosu, bir ekran ve bir kameradan oluşuyor. Reklam panosuna yerleştirilmiş kamera ekrana bakan kişi sayısını saptıyor.
Akıllı panoyu geliştiren araştırmacı, sokaklarda ve istasyonlarda birçok sayısal reklam panosu olduğunu anımsatarak “Bir kamera ve bilgisayar yardımıyla reklamların etkinliğini otomatik olarak ölçülebilecek. Yine aynı sistemle toplamda kaç kişinin ekrana baktığını bulabileceğiz” diyor.
ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) 1977’de Güneş Sistemi’ni araştırmak için Voyager I ve Voyager II adlı birbirinin aynı iki uzay aracını uzaya fırlatmıştı. Güneş sistemi’nin sınırlarına ulaşan iki uzay aracı da hala çalışır durumda. Voyager I şu anda 16 milyar kilometre (14 ışıksaati) uzakta ve saatte 61.000 km hızla Alfa Centauri adlı yıldıza doğru ilerliyor. 4,4 ışıkyılı ötedeki Alfa Centauri, Güneş’e en yakın yıldız. Voyager I yaklaşık 83.000 yıl sonra bu yıldızın yanından geçecek. Voyager II de şu anda 12,5 milyar kilometre (11,5 ışıksaati) uzakta ve saatte 53.000 km hızla 10 ışıkyılı ötedeki Ross 248 adlı yıldıza doğru ilerliyor. 2025 dolaylarında iki uzay aracının da güç kaynağı tükenecek ve sesleri kesilecek. Ama aynı hızla yollarına devam edecekler. O tarihten sonra içlerindeki mesajla kozmik okyanusta yüzen birer şişe gibi olacaklar. Gerçekten de öyle…
GPS, yani küresel konum belirleme cihazları, cep telefonundan kol saatine kadar hemen her yerde karşımıza çıkmaya başladı. Bu cihazlar, dünya çevresinde dolaşmakta olan uydulardan gelen sinyalleri yakalayıp değerlendirerek dünya üzerindeki konumunuzu birkaç metrelik yanılmayla tespit edebiliyorlar. Şimdiye kadar bu teknolojiden yararlanılarak, taşıtlar ve gezginler için kaybolmayı önleyen sayısız cihaz piyasaya sürüldü.
Teknoloji öyle bir noktaya doğru gidiyor ki, yakında evlerimizde ve işyerlerimizde USB bağlantısı bulmak elektrik prizi bulmaktan çok daha kolay olacak. Hatta şimdiden, etrafımızdaki cihazlara entegre olarak gelen çoğu USB…