17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi, İstanbul’ a kar yağmazsa Türkiye’ye kış gelmez benzetmesinin tam karşılığını bize yaşattı. Aslında küçük bir farkla, kar henüz Körfez’e yağmıştı. Tehlike yakındı.

Doğal afetler için bir savunma: Kentsel DönüşümTürkiye, tarihi boyunca birçok yıkıcı depremle karşılaştığı halde, İstanbul depremi ile konuya bilimsel yaklaşılması gerektiğini öğrendi.

Deprem sonrası, öncelikle üniversiteler basın yoluyla halka depremi öğretmeye başladılar. Sokakta artık “ fay, magnitüd, şiddet, zemin, vb.. ” sözcükleri bolca konuşulmaya başlandı. Geceleri park bahçelerde geçen çoluklu çocuklu yaz gecelerinden sonra, sonbahar ve kış ile birlikte dört duvar içinde uykusuz korku dolu geceler. “ Perde beton muydu bizim bina?” “Müteahhit deniz kumu kullanmış mıdır acaba?” “Etriyeler kuralına uygun atıldı mı?” Zihnimizde bu ve buna benzer bir sürü soru hatırlarsınız.

Bir binanın depreme karşı hareketi, basitçe; sağlamlığı ve zeminiyle uyumlu olup olmadığı şeklinde ifade edilebilir aslında. İnşaat Mühendislerinin denetimine tabi olan binanın beton, demir kalitesi ve taşıyıcı sistem özellikleri yanı sıra Jeofizik Mühendislerinin denetiminde bina zemininin yapısı ve kuvveti. Bu iki mühendislik sonuçları, rapor halinde o binanın notunu veriyor. Bu bizim binamızın ve zeminimizin depremin ivmesel gücüne karşı birlikte nasıl hareket edeceğinin raporu aslında.

İşin bu noktasında, bu etütleri kime nasıl yaptırabiliriz? Sonuç güvenilir mi? Maliyet nedir? sorularının cevaplarını arıyoruz.

Bunun için özel sektörde çok deneyimli kentsel dönüşüm şirketleri var. Çalıştırdıkları mühendisler sahadan gelen ve özellikle genç jeofizik mühendisleri son derece idealist.

İstanbul’da yaşıyorsanız korkmak yetmiyor, aslında pek gerek de yok, bakanlıktan yetkili bir  bir kurumdan bu konuda çok detaylı bilgi edinebilirsiniz. Bu bir süreç, evrim gibi, bu evrimin kentsel dönüşüm safhasındayız.

Adımlar pek hızlı olmasa da atılıyor. Kentsel dönüşüm doğal afetler için bir savunma aslında. Aynı zamanda dağınık ve çirkin metropol görüntüsünden de bu sayede kurtulmuş oluyoruz.

Bu bir advertorial içeriğidir.


Tayfun Kurt

Son on beş yıldır; bildiklerimi, gördüklerimi, yaşadıklarımı siteyi ziyaret eden okuyucular ile paylaşmaktayım. Blogta; bilim ve teknoloji, bilgisayar kullanımı, İnternet, genel kültür, sanat gibi çeşitli konularda beğendiğim haberler, makaleler ve kişisel yazılarım yer almaktadır.

0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir