Sandık İçi 2 – Ersin Karabulut

Uzun bir süredir kitap konulu yazılar yazmıyordum. Aldığım onca kitabı okuduktan hemen sonra yazmak istesem de bir türlü fırsat bulup yazamıyorum. Bir başlangıç olsun diye aldığım en son kitabı tanıtayım istedim.

2005 yılında  haftalık mizah dergisi Penguen’de yayımladığı çizgi romanlarının derlendiği ilk kitabını, dergideki köşesiyle aynı isimde çıkaran Ersin Karabulut geçtiğimiz nisan ayında ikinci kitabını çıkardı. Hem anlattığı hikayeleriyle hem de çizimleriyle çok başarılı bulduğum çizerin ikinci kitabı da ilk kitabı gibi dergideki köşesinde yayımladığı çizgi romanların bir derlemesinden oluşuyor.

Çizer, hikayelerini anlatmaya Penguen dergisinden ayrıldıktan sonra, son üç yıldır Uykusuz dergisinde devam etmekte. Sandık İçi adlı köşesinde kendi hayatından kesitlerle hayata bakışını ve kendi doğrularını insanlar arası etkileşimleri işliyor. Her hafta düzenli olarak alıp okuduğum bir dergi olmasa da bir yerde rastladığımda sayfalarını karıştırıp ilk okumaya başladığım köşe Sandık İçi oluyor. Zannediyorum bunda en büyük pay hem çizimlerini beğeniyor olmam hem de çizerle ayn yaşta olmamız dolayısıyla anlattığı kısa hikayelerde kendi hayatımla ilgili benzerlikler bulmam oluyor. Başka kişilerce de beğeniliyor olmasındaki nedenlerden biri de içtenlikle anlatılmış bu benzer olduğunu düşündüğümüz anılar oluyor sanıyorum. Sizler de çizgi roman seviyorsanız ve otuzlu yaşlardaysanız bu kitabı okumaya başladığınızda sandığın içi aralanacak ve eski anılarınız canlanacak.

(daha&helliip;)

Okumaya devam edinSandık İçi 2 – Ersin Karabulut

Yok Olacakken Var Olmak

İlk olarak Onu ilk okuldayken hediye edilen Aptal Hamdi adlı kitabı ile tanıdım. Okuduğum en güzel çocuk kitaplarından biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Kitap halen ben de durur ve okumayı yeni öğrenen bir çok öğrenciye okuması için vermişimdir. Kimden mi bahsediyorum?  Bulamadınız mı biraz daha anlatayım o zaman. Yüzlerce sinema ve tiyatro oyunlarında, binlerce radyo ve TV skeçlerinde rol aldı. Bunların bir çoğunu kendisi yazdı ve yönetti. Kendi adında bir sanat merkezi ve tiyatro kurdu. Şu an profesyonel sanat hayatının 50. yılını kutlayan bu büyük ustayı sanırım bu kez tanıdınız.

(daha&helliip;)

Okumaya devam edinYok Olacakken Var Olmak

Bir süre yoktum, bir süre daha olmayacağım.

Bir süredir yoktum buralarda. Bir yere gittiğim yoktu ama malum başka işlerle de ilgileniyorum. Üstelik bir süre daha olmayacağım. Bu ayın sonunda yapılacak olan Sermaye Piyasası Kurulu (SPK )Lisans sınavına hazırlanıyorum harıl harıl. SPK Lisansı, Avrupa Birliği sürecinde finans sektöründe çalışan kişiler için bir nevi zorunluluk haline gelmiş durumda. Üniversite yıllarından sonra hiç bu kadar çalışmamıştım. Geçmem gereken sekiz ders var. Her dersten alınacak notun 100 üzerinden en az 60, alınan tüm notların da ortalaması en az 70 olması gerektiğinden ciddi anlamda zor kazanılan bir sınav. Bütün dersleri tek bir sınavda verebilen var mıdır bilmiyorum. Varsa tebrik etmek lazım.

Bu sınav bitimine kadar ki olan süreç içerisinde siteyle pek fazla ilgilenemeyeceğim. Link değişimi için e-posta gönderen kişilere bu süre içerisinde geri dönüş yapamayacağımı bilsinler. Siteye gelen yorumlar onaylanacaktır ama yorumları cevaplama konusunda söz veremem. Sınavın bitmesiyle birlikte yeniden hızlı bir şekilde site güncellenecektir. Sınavda da umarım başarılı olurum. Gönül rahatlığıyla böylece yine kaldığım yerden devam ederim diğer işlerime. Şimdilik bu kadar. Görüşmek üzere.

(daha&helliip;)

Okumaya devam edinBir süre yoktum, bir süre daha olmayacağım.

Kitap: Ay Hırsızı

ay-hirsizi-kitap-kapakBundan bir ay kadar önce TÜYAP’a gittiğimi ve orada Sunay Akın‘dan imzalı son kitabını aldığımı söylemiştim. Kitabı bir çırpıda bitirdim ama kitap hakkındaki düşüncelerimi yazmak o kadar hızlı olmadı. Yazmak bugüne nasipmiş. Kitap tekerleğin ilk bulunuşundan günümüze kadar süregelen çeşitli yaşanmış hikayeleri konu alıyor. Tekerleğin ilk bulunuşu diyorum çünkü Sunay Akın, insanoğlunun ilk Ay’a gitme tutkusunun Ay’a bakarak taşları yontup heykelini yapan ilkel insanların devrinde başladığını yazıyor kitabında. Sonrasında bu uğurda hayatlarını feda eden, çeşitli başarılara imza atan insanların hayatlarını, aynı zamanda okuyucuyu hayrete düşürecek olayları anlatarak devam ediyor. Kitabı okurken çok büyük bir keyif aldım. Okuduğum her hikayeden yeni şeyler öğrendim. Daha önce yaşanmış ama hiç bir yerde konu edilmemiş çok özel bilgiler var kitapta. Araştırmacı şair Sunay Akın’ın anlatım tarzı, şiirselliği de toplanınca kitap çok özel bir kitap olmuş. Özellikle bazı hikayelerde başından sonuna kadar anlattığı karakterin gerçekte kim olduğunu hikayenin sonunda öğrendiğimde tam bir sürpriz oluyordu.

İçinde ufak ufak sürprizlerin olduğu, şiir tadında, yaşanmış ama çok az bilinen hikayelerin yer aldığı bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.

Kitabın arkasından: Cervantes ve Mimar Sinan hangi caminin inşaatında buluştu? Enver Paşa’nın uçağı kaç kez düştü? Piri Reis’in haritası Topkapı Saray’ında nasıl bulundu? İstanbul Boğazı’nı yürüyerek geçen Attila Hülagü’nün sırrı neydi? 157 yıl yaşayan Zaro Ağa’nın Amerika seferi… Atatürk neden hiç uçağa binmedi?

Bu ve buna benzer soruların cevapları hepsi: Ay Hırsızı’nda.

(daha&helliip;)

Okumaya devam edinKitap: Ay Hırsızı

Kayıp Sembol 10 Aralık’ta raflarda

kayip-sembolYazdığı bütün kitapları büyük bir keyifle okuduğum yazar Dan Brown‘un son kitabı Kayıp Sembol “Lost Symbol” 10 Aralık‘ta kitapçılardaki yerini alıyor. Kitap Melekler ve Şeytanlar, Da Vinci Şifresi adlı kitapların devamı durumunda. Bu kitapta da diğer iki kitapta olduğu gibi maceradan maceraya koşan kahramanımız Prof. Robert Langdon yine heyecan dolu bir olayın içinde buluyor kendini.

Kitabın konusuna biraz değinecek olursak yine kitapseverleri memnun edecek bir konu ile karşılaşacağımızı hemen anlıyoruz. Kitabın konusu şöyle: Harvard Simgebilim Profesörü Robert Langdon, Kongre Binası”nda konferans vermesi için yakın bir arkadaşından davet alır. Ancak, Washington”a varır varmaz oldukça garip bir durumla karşı karşıya kalan profesör, kendini korkunç bir oyunun ortasında bulur. Kongre Binası’na bırakılmış olan bir sembolün -yakın arkadaşı Peter Solomon”ın kesik eli- varlığını haber veren bir telefon, Langdon”ı hiç de yabancısı olmadığı bir dünyaya davet etmektedir. Antikçağlarda kullanılan bu sembolik çağrı, daveti alan kişiyi ezoterik bilgeliğin hüküm sürdüğü, çok eskilerde kalmış kayıp bir dünyaya sürükleyecektir. Sonu belli olmayan bu mistik daveti arkadaşını kurtarmak için kabul eden Langdon, bir anda masonik sırların, saklı kalmış tarihin ve o güne dek görmediği yerlerin gizli dünyasında inanılmaz bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalır. Artık cevaplanması gereken sorular vardır: İnsanlığın Altın Çağı, açılmaması gereken bir kapının aralığından sırlarıyla birlikte yok mu olacak, yoksa hikmetin ışığında tüm soruların cevapları mı bulunacaktır?…

(daha&helliip;)

Okumaya devam edinKayıp Sembol 10 Aralık’ta raflarda

Cahillikler Kitabı serisi

Bugün Cahillikler Kitabı serisinin üçüncü kitabı olan “Sağlık”, NTV yayınlarının sayfasından verdiğim siparişle ücretsiz olarak adresime teslim edildi. Tıpkı diğer iki kitap gibi. Bu üç bölümlük seri kitap, bizlere bilmediğimiz veya yanlış bildiğimiz birçok konuda çeşitli bilgiler sunuyor. Serinin ilk kitabında uzay biliminden tarihe, coğrafyadan biyolojiye kadar birbirinden farklı konularda bilgiler yer alıyor. İkinci ve üçüncü kitap bu çeşitlilikten uzaklaşarak tek bir konu üzerine değinmiş. Serinin ikinci kitabı hayvanlar alemine, üçüncü kitabı ise sağlık konulu bilgilere yer vermiş. Hiç sıkılmadan keyifli bir şekilde okuyabileceğiz ve okudukça yeni yeni şeyler öğrenebileceğiniz eğlenceli bir kitap.

(daha&helliip;)

Okumaya devam edinCahillikler Kitabı serisi